BUNUN ADI: NATO - AVRASYA SAVAŞI - Hüseyin Vodinalı

 


HÜSEYİN VODİNALI YAZDI 

Büyük Atatürk, "Ben siyasi meseleleri d easkeri meseleler gibi haritada üzerinden mütalaa ederim" derdi. 

Şu yukarıdaki Spykman haritası her şeyi açıklıyor.

Amerikan Emperyalizmi, yükselmekte olan Avrasya adasını (Heartland-Kalpgah), çevrelemek ve denize çıkışını engellemek için kenar kuşak (Rimland) ülkelerini kullanarak ve elindeki her silahla saldırıyor.   

Rusya'nın 24 Şubat'ta NATO'ya karşı başlattığı yarma harekatı, İsveç ve Finlandiya'nın 2030 sonrası Arktik savaşı için hazırlanması, ABD ve Çin'in Tayvan'da hareketlenmesi...

Bunun alt yapısı ise 1973'te tohumlanan (doların altın karşılığından çıkarılması), 1980'de filizlenen (Reagan-Tatcher ikilisinin serbest piyasa - neoliberalizm atağı), 1991'de fidan olarak boy atmaya başlayan (SSCB'nin çöküşü sonrası vahşi kapitalizm-Yeni Amerikan Yüzyılı), 2008'de dallanıp budaklanan (2008'deki mortgage krizi ve Rusya'nın Gürcistan'ı dövmesi) kapitalizmin büyük ve yapısal krizine dayanmakta. 

Olaya sadece küresel ekonomik kriz veya Rusya-Ukrayna savaşı gibi bakarsak yanılırız. 

Her şey iç içe geçmiş durumda. 

Ekonomik buhran, yaptırım kaynaklı enerji-nakliyat-tedarik krizi, pandemi, biyolojik savaş, tarımsal kriz, konvansiyonel ve nükleer savaş ile yenilenen silah sektörleri.

Küresel kapitalist elit, veya kısaca Batılı oligarşi, gücün ellerinden kaymakta olduğunu gördü ve ön aldı. 

Bu ön alma olayı genelde bir dünya savaşı demektir. 

Bu savaşı hibrid bir biçimde yaşıyoruz. 

Ukrayna'da devam eden konvansiyonel savaş, ABD için büyük bir fırsata dönüştü. 

Hem asker (bir kaç emekli amiral/general veya lejyoner dışında) kaybetmiyorlar, hem de silah sanayi çarklarını döndürüyorlar. 

2. Dünya Savaşı'nda yaptıkları gibi silah vererek ödünç alma kiralama (lend - lease) mekanizmalarıyla ülkeleri borç tuzağına sokuyorlar. 

Ellerindeki büyük propaganda gücünü kullanarak, "Son Ukraynalı'ya kadar" savaşı sürdürmeyi hedefliyorlar.  

Biden'in 40 milyarlık para çıkarma çabası o yüzden. 

Kan nasılsa bedava, demiri (silahı) de parayla satacak.

Emperyalizm böyle çalışır. 

Ancak öte tarafta da Rusya jeopolitik hedeflerine birer birer ulaşıyor. 

3 hedefine de yaklaşmakta; Donbass'ı kurtardı, Biyolojik silah tesislerini imha etti ve Kiev'in NATO'ya girme olasılığını yok etti. 



Asıl jeopolitik hedefi olan Ukrayna'nın Karadeniz bağlantısını da neredeyse tamamen kesti. 

Savaşın uzaması ise asıl tehlike ki, ABD bunu yapmak için "son Ukraynalıya kadar" silah yağdıracak.

Rusya lideri Putin bunu hesap etmiş olmalı ki, savaşın NATO ile olduğunu söylüyor. 

Yani İngiltere, Polonya, Romanya, Baltık cüceleri (Letonya, Litvanya ve Estonya), Finlandiya, İsveç ve Norveç tam kadro karşısında. 

Ancak güvendiği bir şey var ki, o da Avrupa'nın esas güçleri olan Almanya, Fransa ve İtalya'nın bir süre sonra "artık yeter" demesi. 

Enerji, gıda ve emtia krizi şimdiden başladı. 

Sadece Kuzey Akım 2'yi iptal etmek bile Almanya açısından büyük bir jeopolitik felaket anlamına gelir. 

ABD için hava hoş.

O kendi güvenli kıtasında Avrasya'yı yakmaktan memnun. 

Burada ise (Avrasya) topyekün bir mahvolma durumu var. 

ABD'den kazık üzerine kazık yiyen Avrupa ve Türkiye nereye kadar kenar kuşak rolünü götürebilecek o da önemli bir soru işareti. 

ASIL SAVAŞ PASİFİK'TE

ABD'nin asıl hedefi Rusya değil Çin. 

Rusya sadece o hedefe iden yolda önemli bir engel. 

Çünkü Rusya ve Çin artık stratejik müttefik. 

Avrasya adasının iki devi tarihlerinde ilk kez ortak düşmana karşı bir araya geldi. 

Putin, Ukrayna harekatına başlarken Xi Jinping ile uzun ve derin danışmalarda bulundu. 

Çin ve Rusya karşılarında ABD, NATO, Avustralya, Japonya ve İsrail'in olduğunu iyi biliyor. 

Neocon Biden, göreve gelir gelmez hemen pasifikte önce QUAD (Hindistan, Japonya, Avustralya ve ABD) sonra Hindistan'ı biraz isteksiz görünce bu kez AUKUS (Avustralya, İngiltere ve ABD) ittifaklarını oluşturdu.

Hedef tabii ki Çin idi. 

Ancak burada vekil arayışları Avustralya ve Japonya dışında pek yaver gitmedi. 



Hatta o iki ülke bile Amerikan füzelerinin topraklarına yerleştirilmesine sıcak bakmıyor. 

ABD Tayvan, Güney Çin Denizi ve Japonya ile sorunlu Diaoyu adalarında sürekli donanma gezdirmek zorunda. 

Jeopolitik Üstadı Amiral Cem Gürdeniz, ABD'nin 2. Dünya Savaşı'nda 6 bin gemisi varken şu an bu sayının 300'lere düştüğünü hatırlatıyor. 

Çin ise aksine donanmasını her geçen gün güçlendiriyor ve Tayvan Boğazı'nda her geçen gün daha çok varlık gösteriyor.

Ukrayna'da Rusya ve ABD doğrudan doğruya karşılaşmasa da, tahminime göre önümüzdeki 10 yıl içinde Çin ve ABD bir şekilde savaşacak. 

Ama bu savaşın galibinin Çin olacağını ve ejderhanın bundan sonra denize kapalı bir imparatorluktan denizci bir devlete dönüşeceğini de görüyorum. 

Çünkü Xi Jinping ile jeopolitik düşünmeye başlayan Çin bu süreç içinde, ekonomide, bilimde, eğitimde ve insan gücünde ABD'yi geçmiş gitmiş olacak. 

Aslında ben Çin'in 1978'den beri aşama aşama bu süreçleri hesapladığını da düşünüyorum. 

ÇKP sürekliliği olan ve belirli bir stratejik hedefe doğru, Çin felsefesiyle sabırla yol alan bir komünist partisi. 

Sıradan bir örgüt asla değil. 

GELECEĞİN "ORTADOĞU"SU ARKTİK 

2030'larda asıl kapışma alanı Arktik olacak. 

Küresel ısınma sayesinde, 6 Akdeniz büyüklüğündeki bu alan artık jeopolitiğin merkezine dönüşebilir.

Burada en avantajlı ve en hazırlıklı olan ise Rusya. 

Kıta sahanlığı ve kıyı olarak en büyük ülke. 

6 nükleer buzkıran gemisi var, yeni iki tanesi İstanbul'da yapılıyor. 

ABD'nin bir tane bile yok. 

Yine Cem Amiral'in tespitlerine dayanarak konuşalım; bu bölge yeraltı kaynakları açısından çok zengin, ulaştırmada geleneksel rotalara göre çok daha kısa, balık ve doğal kaynak birikimi de bakir. 



Yeni mücadele alanı burası.

İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğine bu açıdan bakmak gerek. 

Yoksa Baltık denizinde Rusya'ya karşı bir tampon olmaları filan pek önemli değil. 

Baltık zaten kendisi tampon bir deniz.

Kara sınırı ise ölü bir alan. 

Ama Arktik'teki paylaşım kavgasında ABD'nin Danimarka, Norveç ve Kanada gibi yeni müttefiklere ihtiyacı var. 

Rusya'nın da en önemli ticaret ortağı ve stratejik müttefiki Çin'e ihtiyacı var. 

Zaten bu rota en çok Çin için yararlı olacak. 

Üretim merkezi Çin'den çıkan mallar geleneksel sorunlu yollar yerine neredeyse tamamı Rusya'nın kuzeyinden geçen bu güvenli ve kısa hattan dünya pazarlarına ulaşacak. 



Zaten en baştaki Spykman haritasına baktığınızda Asya'nın kuzeyinin ABD tarafından çevrelenmemiş olduğunu, bu harita yapıldığı zaman buna ihtiyaç duyulmadığını göreceksiniz. 

Sözün özü, Atlantik Avrasya savaşında birinci round başladı ve bu savaş 14 roundluk uzun bir boks maçı şeklinde geçecek. 

Kim mi kazanır? 

Kelebek gibi dans edip arı gibi sokan taraf.

Muhammed Ali'nin kulakları çınlasın, elbette ki diri ve zengin, emperyalizme karşı küresel mücadelede ön alan Avrasya ve ona destek olan "Güney" kazanacak. 

Bu hangi bedelle olursa olsun!

Türkiye bu kez akıllı olup kazanan tarafta yer almalı. 

Şimdiye kadar Atlantik'te kenar kuşak tamponu olarak hep kaybettik. 

Bundan sonra kendimizi kullandırtmadan, kendi jeopolitiğimizi izlememiz lazım.

Denizcileşmek, Mavi Vatan'a sahip çıkmak işte bunun için şart. 

Tabii bunun için de önce Atatürk Cumhuriyeti'nin temel felsefesine dönmek de elzem. 

 

 

    


 


 

    







        


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

"MAYIS'TA YEDİ GÜN" NEDEN GÖSTERİME GİREMEDİ?

GATES VE SOROS'UN 2009'DA KATILDIĞI GİZLİ TOPLANTI - Hüseyin Vodinalı